ÇERKEZKÖY: Sınırlarına Dar Gelen Bir Şehrin Hikayesi

Çerkezköy son yıllarda hızlı bir şekilde büyüyor. Sanayi bölgeleri genişliyor, nüfus artıyor, yeni binalar yükseliyor.

Her yer inşaat,

Her yer beton...

Resmen açık hava şantiyesine dönüşmüş durumda...

Fakat bu büyümenin merkezinde olması gereken halk, ne yazık ki bu denli hızlı ve yoğun bir şekilde gerçekleşen gelişmeden yeterince pay alamıyor.

Mesela sabah işe giden bir işçiye, pazardan dönen bir kadına, okul yolunda yürüyen bir çocuğa sorsanız hepsi aynı şeyi söylüyor: “Bu şehir büyüyor ama peki ya biz?”

Yollar bozuk, kaldırımlar yetersiz.

Engellilerin engelsiz bir şekilde yürüyebileceği kesintisiz bir yol yok.

Toplu taşıma desen hem yetersiz hem düzensiz. Sabah işe gitmek, akşam eve dönmek bir çileye dönüşmüş durumda.

Hele ki perşembe ve pazar günleri başta altı yol kavşağı olmak üzere hemen hemen her kavşak noktası kilit.

...

Mahalle aralarında kışın çamurla, yazın tozlu yollarla imtihana tabi olan vatandaşlar var.

Ulaşımda da, altyapıda da ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Sanayileşme ile gelen yoğun nüfusa rağmen sosyal merkezler maalesef aynı oranda artmamış durumda.

Parklar, spor alanları, kültürel etkinlik merkezleri yetersiz.

Çocuklar oyun oynayacak yer bulamıyor, gençler sosyal hayat kuramıyor.

Gençlerin en büyük sosyalleşme merkezi maalesef kafeler olmuş durumda.

Tarım alanları hızla sanayiye açılıyor.

Beton yükseliyor ama toprağın bereketi geri gelmiyor.

Sanayileşmenin de büyük payin8n olduğu susuzluk gitgide can alıcı bir tehdit unsuru olmuşken hala yer altı su barajı bile yapılmamış durumda.

Tren yolunun bitişiğindeki dere ise sıcaklıkların artmasıyla beraber pisliğini göstermeye başladı bile.

İstasyon bölgesinin, bilhassa tren garında etrafının terkedilmişliğinden bahsetmiyorum bile.

Gıda krizi konuşulurken, kentimizin en büyük sıkıntılardan biri olan susuzluk sebebiyle de verimli arazilerin kaybı göz göre göre yaşanıyor.

Bu durum sadece bugünü değil, yarını da tehdit ediyor.

...

Sanayi bölgesi olan bir şehirde, mesleki eğitim için adımlar atılsa da maalesef hala istenilen oranda değil.

Gençler, sanayiye uygun şekilde eğitilmeden mezun oluyor.

Fabrikalar nitelikli iş gücü ararken, gençler ya işsiz kalıyor ya da vasıfsız işlerde tutuluyor.

Ve tüm bunların üstüne şu soruyu sormadan geçemiyoruz:

Çerkezköy'den bu kadar vergi toplanırken, bu kadar üretim yapılırken, neden bu gelir halkın yaşam kalitesine yansımıyor?

Neden bu şehir "Emeğin kenti" iken ekmeğin, umudun kenti olamıyor?

Bu şehir sadece sanayi ile değil, halkıyla da büyümelidir.

Belediye hizmetleri, yatırımlar ve planlamalar halkı merkeze almalı, eşitlikçi ve uzun vadeli olmalıdır.

Çünkü Çerkezköy’ün geleceği sadece betonla değil; hizmetle, sağlık alanındaki rahatlıkla, gençlerin sosyal gelişimini merkezleriyle, doğayla ve insanıyla kurulabilir.

Yetkililere çağrımız açık: Gözünüzü biraz da halkın yaşadığı sokaklara çevirin.

Çünkü bu şehirde asıl büyümesi gereken halkın kendisidir.

Eksikliklerimiz maalesef sadece belediye bazında da değil.

Aynı zamanda en büyük sıkıntımız yatırım sıkıntısı!

Örnek verecek olursak; sağlık alanında bir hastane yatırımı Çerkezköy’ümüz için çok büyük bir ihtiyaç olmasına rağmen hala yapılmıyor yahut yapılamıyor.

Yahut mesela; esnafımızı derinden etkileyen bir "küçük sanayi sitesi sorunumuz da var." Bu mesele hemen hemen her seçimde vaatler arasında olan lakin bir türlü çözülemeyen sorun.

Sağ-sol kavgası gütmeden, senin-benim demeden çözülmesi gereken bir sorun. Siyaset üstü karar alınarak ivedilikle ele alınması gereken bir sorun.

Lakin hala dişe dokunacak bir şey yok.

Aynı zamanda mesela görüyoruz ki; zaman geçtikçe kentimiz gitgide uç noktalara doğru genişlemekte.

Mesela yenilenen Narin Caddesine bakacak olursak kafelerin artış sayısını göreceksiniz.

Hal böyle iken bilhassa akşam saatlerinde yol üzerinde paralel park sorunu günden güne artmakta. Aynı sorun Tepe Yolu üzerinde de geçerli. Marketlerin açılması ile beraber orada da büyük sorunlar oluşmakta. Adeta bu iki nokta bir "Atatürk caddesi" kimliğine bürünmüş vaziyette.

Tepe yolu için aslında orta refüj daraltılıp şerit sayısı artırılabilir diye düşünüyorum. Lakin belki de bilemediğim teknik sebepler yüzünden de bu şekilde yapılmış olabilir.

Velhasıl demem o ki; şehir planlaması yapılırken önümüzdeki yıllar düşünülerek yapılmalıdır.

Hatta ve hatta ne yapılıp edilip yeni, şehir içi bağlantı yol güzergahları oluşturulmalıdır.

Şu an için bile bunca trafik sorunu varsa üç beş yıl sonra düşünemiyorum bile!

Diğer yandan da devlet yatırımlarının şehrimize daha çabuk getirilmesi için herkesin bir ve beraberce hareket ederek halkımıza hizmet edebilmek adına gece gündüz bakanlıkların önünde adeta nöbet tutulmalıdır.

Çünkü Çerkezköy halkına hizmet, siyaset üstü bir meseledir!