Hiç düşündünüz mü?
Maalesef ama maalesef her şeyi çok çok çabuk unutuyoruz.
Erzurum, Erzincan, İzmit, Düzce, Van, İzmir ve daha sonrasında resmen tüm ülkeyi etkileyen 6 şubat...
Peki bunca yaşanılan kötü ve acı tecrübelere rağmen bizler ne yapıyoruz?
...
Tüm kılcal damarlarından adeta fay hatlarının geçtiği bir ülke olarak bizler maalesef her yerinden atalet, terk edilmişlik ve de unutkanlığın fışkırdığı bir hayat sürmekteyiz.
...
Gel gelelim, olma ihtimalinin yüksek olduğu, hemen hemen her mecrada dillendirilen "Büyük Marmara Depremine".
Deprem üzerine alanında uzmanlaşmış kişilerin bunca söylemlerine rağmen bizler acaba olası depreme ne kadar hazırız?
İlçemiz ne kadar hazır?
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde gördük ki çevre illeri de etkileyebilecek olası büyük depremlerde "ilk yardım" konusunda biraz da olsa gecikme olabilmekte.
Ki bu gecikme çok çok pahalıya mal olmakta.
...
Örneğin şöyle bir düşünelim;
Allah korusun konuşulan bu büyük deprem diyelim ki geldi ve kapımızı çaldı.
Bizler Çerkezköy olarak nasıl bir yardımı, ne kadar vakitte, hangi illerden alabiliriz?
Mesela konuşulan o büyük depremde İstanbul es geçilip bizlere yardım sizce nasıl ulaşabilir?
Sizler de hak vereceksiniz ki belki de yardımın ilk aşamada gelebilmesi çok çok düşük bir ihtimal.
Tek bir avantajımız var: 3.zırhlı tugay
Bunun dışında maalesef ama maalesef hiçbir avantajımız yok.
Hal böyleyken bizler olası depremde yaşanılacak felaket senaryosu için tedbirlerimizi şimdi almalıyız.
Mesela neler yapılabilir diye düşünecek olursak aklıma gelenleri sırayla yazmaya çalışacağım.
...
1. İlk olarak kentsel dönüşüm.
Lakin bu durum, istenilen adımların en önemlisi olsa da maalesef en zor atılabilecek adımdır. Bizler ilçe belediyesi olarak daha çok depremden sonrası için adımlar atmalıyız diye düşünüyorum.
2. Allah korusun olası büyük bir yıkım olması durumunda bölgemizde deprem haritasında en az etkilenebilecek çevre iller ile bir "deprem kardeşliği" oluşturulmalıdır. Örneğin Kırklareli belediyesiyle bir kardeşlik oluşturularak arama, kurtarma, barınma gibi hayati şartlarda ortak hareket edilebilir. Her yıl düzenli olarak kardeş belediye ile ortak tatbikat yapılarak tüm herkes rollerini en ince noktasına kadar ezberleyebilir.
3.İçerisinde olası ilk yardım için bilhassa arama kurtarma ekiplerinin kullanabileceği aletlerin bulunduğu konteynerler ilçemizin belirli noktalarına şimdiden yerleştirilmeli.
4. Kesinlikle ilçemizin tüm insanlarının rahat kullanabilecekleri mobil tuvaletler hazırlanmalı ve olası bir zor durumda hemen anında kurulabilmeli.
5. Olası bir afet durumunda toplama alanlarının görsellerle tüm ilçemizde mahalle mahalle paylaşılması gerekmektedir.
Örneğin olası bir afette hangi mahalle hangi noktada toplanması gerektiği, hangi noktalarda mobil fırınların yer alacağına kadar detaylı bir şekilde kitapçıklar hazırlanarak tüm herkes bilgilendirilmeli.
6. Okullarımızda tatbikatlarımız yapılmakta lakin gerekirse 3 ayda bir bu tatbikatlar gerçekleştirilerek öğrencilerimize adım adım her şeyi öğretmeliyiz.
7. Yine arama kurtarma ekiplerinin kullanabileceği vinç, greyder, kepçe gibi araçların ilçemizde kayıt alınarak olası durumlarda bu araçları kullanabilecek kişilerin isim isim belirlenmesi ve bildirilmesi.
Yani olası bir afet anında hangi plakalı aracı kimin kullanacağı planlarda yer alması gerektiğini düşünüyorum. Belki çok detaylı bir şeymiş gibi gelebilir aklınıza. Lakin 6 şubatta gördük ki vinç var ama şoför yoktu.
8. Bilindiği üzere bölgemizde belediyemizin bir ekmek fırını var. Olası bir afette bu durum da bir avantajımız olacaktır. Tıpkı fırınımız gibi bir "yemekhane" de yapılmalıdır. Gerekirse mobil mutfaklar alınarak şimdiden belediyemizin envanterine katılmalıdır.
9. İlçemiz genelinde belirli aralıklarla durmadan tüm hemşerilerimiz bilinçlendirilmeli. Nereye çadırların kurulacağı, kurulacak yerlerde kanalizasyon planlaması şimdiden yapılmalıdır.
...
Eğer bu saydıklarım ve de sayamadıklarım şimdiden hazırlanmazsa korkum o ki olası bir büyük İstanbul depreminde etkilenecek bir ilçe olarak çok zor günler bizi bekliyor olacaktır.
İlk iki günü sağlıklı ve planlı geçirebilecek detaylı bir çalışmaya ihtiyacımız kesinlikle var. Unutulmamalıdır ki depremden en az etkilenen ülkeler depreme en hazır olan ülkelerdir.
Buna da en büyük örnek şüphesiz ki Japonya.
Yapılaşmadan, eğitime
Deprem öncesinden deprem sonrasına kadar her şeyi çok titiz bir şekilde planlayarak kendilerini en hazır hale getirmekteler.
Bizler de ise hala maalesef deprem anında binadan atlayarak vefat eden vatandaşlarımız var.
Bu durumun tek bir sebebi var o da depreme hazır olmamak!
...
Şimdi ben bunu yazarken bazıları hemen savunma pozisyonuna geçecektir. Bu da bizim bir türlü terk edemediğimiz gerçeğimiz.
Olası bir afet içerisinde yaşanılacak sıkıntıları düşünerek bu yazıyı yazmaya çalıştım.
Şimdi savunma pozisyonuna geçmeden sadece şu soruyu sormak istiyorum.
Bu maddelerden kaçına biz belediye olarak hazırız?
Bu maddelerin kaç tanesi hazır bir şekilde?
Kaç çocuk parkımız yapılırken olası bir afette kullanılmak üzere tasarlandı mesela?
Yahut kaç parkımızda, yahut toplanma alanı olarak düşünülen kaç alanda tuvalet kullanımı gibi önemli durumlar için kanalizasyon planları hazır durumda?
...
Velhasıl kimse kimseyi suçlamadan
Kimse kimseyi kaybetmeden,
Kimse parti kavgasına tutuşmadan,
Kimse o'culuk , bu'culuk yapmadan elini taşın altına koyarak bu millete hizmet etmeli.
Deprem kapımızı çalmadan gereken tüm tedbirler adeta bir "seferberlik" içerisinde ele alınmalı.
Bu arada unutmadan şunu da söylemek gerekir elbet. Bölgemizde gecesini gündüzüne katarak bu durumu dert edinen kişilere de teşekkürü elbet borç bilirim.
Derdim, birilerine yapmıyorsun demek değil.
Derdim olası bir durumda eksiklik yaşayabileceğimiz şeyleri hatırlatarak bir tedbir planında belki daha güzel bir şeyleri uygulamaya dahil etmek.
Kalın sağlıcakla.