Hatırlıyorsunuzdur.
Hatta belki de hiç unutmuyorsunuzdur.
Sahi gıda fiyatları bu denli uçmuşken nasıl unutabilirsiniz ki?
Neyden mi bahsediyorum?
HAL YASASI!
...
Bir zamanlar bir bakan vardı.
Hazine ve Maliye Bakanı.
Gelir gelmez birçok noktada cesurca ve faydalı bir şekilde adım attı.
Örneğin geldiği vakitler ülkemiz cari açık veriyor iken bakan giderken cari fazla ile gitmişti.
Pandemi dönemi denen bir cendere içerisinde tüm dünya ekonomi olarak ağır darbelerle karşılaşırken o dönemde bile bir zaman diliminin dışında enflasyon tek hanelerden yukarı çıkmadı.
Faizleri ise sistematik bir şekilde düşürmekteydi.
Ve de düşürmeye devam ediyordu.
Dolar ise rahip Brunson meselesi sebebiyle fırlarken bile reel adımlar atarak doları da düşürerek bir noktada sabit tutmayı başarmıştı.
En önemlisi ise Türkiye Cumhuriyeti devletimizin yurtdışında yer alan tüm altınları sessiz sedasız bir şekilde ülkemize getirilmişti.
Ve de yine o bakanımızın önem atfederek üzerinde yoğun bir şekilde çalışma yaptığı bir diğer konu ise "Hal yasası" idi.
Belki ilk kez bu denli geniş çaplı bir "Hal yasası" üzerinde çalışılıyordu.
Mesela;
Hazine ve Maliye Bakanı 2018 yılında soğan, patates gibi sebze ve meyve fiyatları anormal bir şekilde yükselince üreticiden tüketiciye direkt köprü kuran, çiftçinin sırtından geçinenleri devre dışı bırakan Tanzim Satış noktaları kurulmuştu.
Başta "Devlet patates, soğan mı satar" diye dalga geçenler olmuştu.
Belki, evet devlet daha farklı adımlar atabilirdi.
Lakin o dönem yapılması gereken ilk öncelikli adım olarak tanzim satış noktaları kurulmuştu.
Kim bilir belki de seçim için bir zaman kazanma adımı olarak da tanımlanabilir.
Lakin asıl hedef aslında başkaydı.
Asıl hedef, ürünün tarladan markete, manava kadar geliş sürecinde fiyatları anormal artıranlar devre dışı bırakılırsa hem çiftçi hem de tüketicinin bu işten kazançlı çıkabileceğini göstermekti.
Ve aslında o döneme bakacak olursak bunda da başarılı olunmuştu.
O süreçte marketler, manavlar meyve, sebze ürünlerinde hemen fiyatlarda büyük indirimlere gittiler.
O dönem Hazine ve Maliye Bakanı yaptığı açıklamada aynen şunları söylemişti;
"Hal Yasası çok yakın süreçte Meclis gündemine gelecek. İnşallah artık komisyonculuk tarihe karışacak ve yeni haller, yeni satış imkânları sağlanacak. Lojistikteki kayıpların önüne geçeceğiz. Bu yasal düzenlemeyle dünyada örneği olmayan modeli çalışıyoruz."
derken bakan gittikten sonra maalesef o hal yasası rafa kaldırıldı gibi?
Zaten bir önceki hal yasaları da maalesef yasaya göre hareket edilmediği için bu halde.
Peki ne mi yapılmalı?
Bütün ürünler kesinlikle bölgelerindeki hallere giriş yaparak hal kayıt sisteminde var olmalılar.
Zincir marketlerin direkt olarak üreticiden mal alımları engellenmeli.
Bütün ürünlerin hale gelerek, orada fiyatlanmalı
Hatta ve hatta bu ürünlerin sofraya varana kadar olan süreci takip edilerek herhangi bir aşamada fahiş fiyat artırımının önüne geçilmeli.
Hangi ürünün hangi bölgede ne kadar miktar üretilip tüketileceği belirlenmeli.
Kesinlikle tüketici sendikaları daha ciddi bir hale getirilmeli ve geniş çaplı bir örgütlenmeye dönüştürülmeli yahut bu dönüşüme sevk ettirilmeli.
Üreticinin ürünü kesinlikle hakkaniyetli fiyatla üreticiden alınmalı.
Örneğin;
Konya'daki çiftçimiz domatesin kilosunu 6 liraya mal ederken. Domatesin kilosu üreticiden 5 liradan alınıp tezgaha 25 liraya konulmamalı. Bunu yapabilecek her türlü mekanizmaya karşı geniş bir tedbir alınmalı.
Fıstığın tarladaki kilo fiyatı 80 lira iken tezgahta 600-700 lira olma sorunsalı bitirilmeli.
Son olarak tarımda kota sorunsalı.
Eğer bu işlem daha erken bir şekilde dikim aşamasında düzenlenebilinirse işte o zaman TMO dan, kalan ürünleriyle çıkan üreticinin malına ölü fiyat vererek kişiler de ortaya çıkmaz.
Ürünü elinde kalan çiftçi ya maliyetinin altında fiyatına ürünlerini "meşru tefeci" ye satacak, ya bedava halka dağıtacak ya da kamyon dolusu ürününü dökecek.
İşte hal böyleyken bilmiyorum tehlikenin farkında mısınız?
Ürettiğinin karşılığını alamayan çiftçilerimiz hatta ve hatta bir de maliyetinin çok çok altında ürünlerini elden çıkardıkları için müthiş bir derecede sıkıntı içerisindeler.
Hal böyle olunca da maalesef ileri ki senelerde gıda enflasyonu korkarım ki çok daha fazla artarak "gıda krizi" noktasına gelinebilir.
Ne diyelim inşallah çok yakın zamanda üreticinin-tüketicinin haklarını en güzel şekilde koruyup kollayacak bir hal yasası gelir de devletini en yüce yerde taşıyan bu millet hak ettiği bir yaşam şekline ulaşır.
Üretim planlamasının da yer aldığı hal yasası umarım tez zamanda onaylanarak halkımızın huzuru mutfaktan başlar.
...
Ayrıca yukarıda birçok kez zikrettiğim Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak'tı.
Bunu da belirtmekte fayda olur diye düşündüm.