İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sernaz Topaloğlu toplantıda yaptığı konuşmada, meme kanserinin kadın kanserlerinin yüzde otuzunu oluşturduğunu bildirdi.

Meme kanserinde erken tanı ve tedavinin önemli olduğunu vurgulayan Topaloğlu, "Meme kanseri erken tanı koyduğumuzda yüzde doksanın üzerinde kür sağladığımız bir kanser. Yani tamamen iyileştirebildiğimiz bir kanser. O yüzden de ekip halinde çalışmak, bir arada karar vermek çok çok önemli." dedi.

Topaloğlu, eskiden tek tip meme kanserinden bahsedilirken günümüzde moleküler özellikleri çok farklı en az dört beş çeşit meme kanserinin bulunduğunu dile getirdi.

Amatör maçta kavga çıktı Amatör maçta kavga çıktı

Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atakan Sezer de fakültede birçok akademisyenin uzun yıllardır meme kanseri tedavisinde koordineli bir şekilde çalıştıklarını söyledi.

Bu çalışmanın, hastaların yaşam sürelerinde uzama sağlandığını bilimsel olarak gösterdiğini belirten Sezer, "Meme kanseriyle mücadelede dünyada ne yapılıyorsa üniversite hastanemizde yapılmakta. Bu radyoloji, onkoloji, radyasyon onkoloji, nükleer tıp ve genetik için de geçerlidir. Klinik çalışmalar da yapılıyor. Dünyada çıkacak bir ilacın çalışmaları üniversitemizde medikal onkolojide yapılmakta ve hastalarımız bu sayede belki üç sene sonra çıkacak ilaca çok daha erken bir dönemde ulaşacak." diye konuştu.

Sezer, Türkiye'de kadınların Kuzey Avrupa'daki hemcinslerine göre meme kanserine daha erken yakalandığını bildirdi.

Dünyada her üç dakikada bir kadına meme kanseri tanısı konduğunu ifade eden Sezer, meme kanseri farkındalığının artırılması için büyük çaba harcadıklarını kaydetti.

Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nermin Tunçbilek de kırk yaşını aşmış kadınların her yıl düzenli mamografi çektirmesi gerektiğine işaret etti.

Mamografi sonuçlarının uzmanlarca yorumlanmasının önemli olduğunun altını çizen Tunçbilek, "Rastgele yapılmaması gereken tetkikler rastgele değerlendirilmemeli. Gerçekten uzman ekipler tarafından değerlendirilmesi gerekir. Biz on yılı aşkın bir süredir Trakya Üniversitesinde Meme Konseyi olarak ve Trakya Meme Hastalıkları Derneği olarak etkin bir şekilde çalışmaktayız." dedi.

Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Gürkan da her yüz meme kanserinden otuz beşinin ailesel olduğunu söyledi.

Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Üstün ve Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Coşar da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.



 


 

Kaynak: aa