Nuh Bey'in günlüğü...

Büyük İsrail 2

Haim Nahum ve Doktrini

...

İşte Türkleri en iyi şekilde analiz eden Haim Nahum madde madde sıralamıştı yok etmenin reçetesini.

1. Aç bırak

2. İşsiz bırak

3.Borca esir et

4.Dininden uzaklaştır.

5.Böl

6. Böldüklerini birbiriyle savaştır

7. Kolay lokmayı yut

...

Devamı haftaya... diyerek bitirmiştik geçen haftaki yazımızı.

Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.

...

Yıllarını Türk milletini tanımaya harcamış olan Haim Nahum Türklerin savaşla yıkılamayacağına inanmış ve bu düşünceyi her alanda savunmuştur.

Türk devletini yıkmak için ilk olarak Türklerin aç bırakılması gerektiğini savunmuştur.

Yani ekonomik üretkenlikten el çektirerek kendisine özgüveni olmayan, devletine güvenmeyen ve de istikbale dair umut beslemeyen bir topluluk yapacaksın.

Ardından bu özgüvensiz Türk milletini işsiz bırakacaksın. Yani onun üretkenlik melekelerini yok edeceksin.

Hatta ve hatta geçmişten gelen tarımcılık ve hayvancılık özelliklerinden onları soyutlayarak onlara bir tarım toplumu olmayı bile çok göreceksin.

Onlara sade ve sadece hayal satacaksın.

Satacaksın ki onlar atalarından öğrendikleri mesleklerinden vazgeçerek "şehir hayatına" odaklansınlar.

Onların yaylalarla, tarlalarla, ahırlarla, sığırlarla ve de hayvanlarla uğraşmalarına bile yani hayvancılık yapmalarına bile izin vermeyeceksin.

İzin versen bile onların bu işleri yapmamaları için sebepler oluşturacaksın.

Daha sonrasında üretkenlikten uzaklaştırılan bu milleti yavaş yavaş borca esir edeceksin.

Türklerin devletlerini borçlandırmak yetmez.

Her bir Türk'ü fert fert, hane hane borçlandıracaksın.

Yaşamını sade ve sadece onur ve şerefi uğruna sabit kılan bu millet eğer borçlandırılabilinirse tabiki boyunduruk altına girmesi ve de böylece yok edilmesi kolay olacaktır.

Daha sonrasında ise onların tüm bu güvensizlik ortamında, çaresiz kaldıklarında sığındıkları ilk limanı bombalayacaksın.

Yani dinlerini.

Onları dininden yani kulaktan dolma olmayan, kahve köşelerinde destanlaştırılmayan sade ve sadece kitap, sünnet, icma ve kıyas üzere kaim olan gerçek İslam’dan uzaklaştıracaksın.

Öyle bir uzaklaştıracaksın ki kendisine ait, aslına ait her şeyden şüphe duyacak, tiksinecek.

...

İşte bu şartlar yerine geldikten sonra özgüvensiz, kendisine güvenmeyen, devletine geleceğine güvenmeyen, üretimden yoksun ve de son sığınağı olan dinine de sırt dönmüş olan bir millet oluşacaktır.

Yani artık onların bölünmesi kolay olacaktır.

Kimi zaman bölgesine, kimi zaman mezhebine kimi zaman da aşiretine, ırksal sınıflandırmalara göre parçalara ayrılan Türk milleti artık kendi üstünlükleri için birbiriyle savaşmaya hazır olacaktır.

...

Tüm bu şartlar yerine gelmeden Türk milletini tarih sahnesinden silmeye çalışmak intihara teşebbüs etmekten farksızdır.

Fakat bu şartlar tekamüle erdikten sonra artık vakit, ayrılan parçalar arasından en güçsüzünü seçmek olacaktır.

Ardından da yutmak...

...

İşte meşhur Haim Nahum ve Doktrini bunlardan ibarettir.

Şimdi düşünme sırası sizlerde.

Haim Nahum'un Doktrini arasında sizce kaçıncı sıradayız?

...

Velhasıl her şeye rağmen, herkese rağmen inadına üretmeliyiz.

İnadına bir olmalıyız.

İnadına kendimize ailemize ülkemize, devletimize güvenmeliyiz.

İnadına istikbalimize dair binlerce umut ekmeliyiz.

İnadına dinimize uygun bireyler olacağız.

Olacağız ki ne Haim Nahum ne de bir başkası asla ve asla aramıza nifak sokmasın.

...

Sizce hangisini seçmek daha mantıklı?