Aslı Tatar, gazetecilere yaptığı açıklamada derin bir üzüntü içerisinde olduklarını söyledi.
Yeğeni Sıla'nın kaybının tarif edilemez acı verdiğini ifade eden Tatar, "Acımız çok büyük. Allah kimseye yaşatmasın. Yaşamayan bu acıyı bilmez. Rabbim düşmanımın başına vermesin. Yanımızda olan herkese teşekkür ederiz. Artık bizim rahmetli Sıla bebeğimizin annesi B.Y. diye bir kardeşimiz yok. Öyle kanı bozuk kız kardeşimiz yok daha doğrusu. Bırakın bu ailede bu sülalede yok öyle biri." dedi.
"AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINI GEREKTİRİYOR"
Ailenin avukatı Ahmet Berksoy da, son güne kadar Sıla bebeğin hayata döneceği ümidini taşıdıklarını belirtti.
Sıla'nın vefatının ülke gündemini sarsan bir olay olduğunu ifade eden Berksoy, 5 tutuklunun 2'sinin çocuk olduğunu hatırlattı.
Suçluların en ağır cezayı alacaklarından şüphesinin olmadığını ifade eden Berksoy, "Cinsel istismar sonucunda çocuğun bitkisel hayata girmesi ve ardından ölümün vuku bulması durumunda kanun kurucunun iradesi açık, net bir biçimde ortada. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyor. Çocuklar özelinde her ne kadar yaş küçüklüğü indirimi gündemi olsa bile biz üst sınırdan cezalandırılması için hukuki yönden elimizden geleni yapacağız." diye konuştu.
Malkara ilçesinde yaşayan anne B.Y, 8 Eylül'de kızı Sıla'nın uyanmadığını belirterek, Malkara Devlet Hastanesi'ne götürmüştü. Yapılan muayenede bebek, beyin kanaması teşhisi ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, polise bilgi verilmişti.
Bebek, beyninden ameliyat edilerek entübe halde yoğun bakıma alınmıştı.
Soruşturma kapsamında anne B.Y. (25), birlikte yaşadığı S.Ö. (57), komşuları K.A. (32) ile 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmıştı. Sıla bebeğin 5 yaşındaki kardeşi A.Y. ise devlet korumasına alınmıştı.