Cumhuriyet Meydanında toplanan partililer, ortak basın açıklaması yaptı.
“ARTIK SUSMA ZAMANI DEĞİL”
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Bugün burada, hepimizin vicdanına seslenmek için toplandık. Çünkü artık susma zamanı değil. Bu ülkenin kadınları her gün öldürülüyor, şiddete uğruyor ve bizlerin, adalet diye güvendiği sistem her defasında bu katilleri koruyor, ödüllendiriyor. Kadınların hayatlarını çalanlar, ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmaya devam ediyor. Adalet, kadınları değil, suçluları koruyor. Bu ülkede bir kadın öldürüldüğünde, bu sadece bir cinayet değil, aynı zamanda adaletin de ölümüdür. Çünkü her seferinde, suçlulara hak ettikleri cezalar verilmediğinde, kadınların hayatları üzerinden pazarlık yapılır. Yıllarca "iyi hal indirimi", "haksız tahrik indirimi" adı altında kadınların yaşamları hiçe sayıldı. Bu cezasızlık düzeni artık kabul edilemez.
“KADINLAR ÖLDÜRÜLÜYOR, ŞİDDETE UĞRUYOR AMA SUÇLULAR CEZASIZ BIRAKILIYOR”
Her gün başka bir insanın hayatı, sistemin körlüğü ve ilgisizliği yüzünden sona eriyor. Sistem adalet dağıtmak yerine, suçluları koruyarak toplumun vicdanını yaralıyor. Kadınlar öldürülüyor, şiddete uğruyor ama suçlular cezasız bırakılıyor. Bu ülkede hukuk, mağdurlar için değil, suç işleyenler için işliyor. Hangi suçlu, hangi katil mahkemeden boynu bükük çıkıyor? Hangi kadın koruma talebiyle gittiği yerlerden canlı dönebiliyor. Bu ülkede suç işlemek ödüllendiriliyor.
“SİSTEM TIPKI KATİLLER GİBİ SUSUYOR”
Bu ülkenin adaleti ne zaman kadınların yanında duracak. Ne zaman kadınların hayatları, katillerin "pişmanım" diyerek kurtulamayacağı kadar değerli olacak. Bizler, bu soruları her gün sormaktan yorulduk. Kadınlar öldürülüyor, ama sistem tıpkı katiller gibi susuyor. Bu düzen değişmeli. Kadına şiddeti ödüllendiren, suçluları serbest bırakan adalet anlayışı kökten değişmeli. Artık sabrımız kalmadı. Bizler, kadınların öldürüldüğü, şiddete maruz kaldığı bir ülkede yaşamayı reddediyoruz. Bu ülke, kadınların güvenle yaşayabileceği bir yer olana kadar savaşıp, sesimizi yükselteceğiz. Ayrıca; bu sosyal çürümenin bir sorumlusu olarak kendilerince laik düzeni suçlayanlar şunu bilmelidirler ki; bu çürümenin, hukuksuzluğun tek sorumlusu eğitim ve hukuk sistemini yerle bir eden 22 yıllık AKP iktidarıdır. Zafer Partisi olarak, bu adaletsizliğe karşı durmaya, kadınların haklarını savunmaya ve bu çürümüş düzeni değiştirmek için mücadele etmeye kararlıyız. Atatürk'ün kadınlara duyduğu saygı ve güveni miras alarak, kadınların hak ettiği değeri bulana kadar susmayacağız. Adalet, suçluları değil, kadınları korumalı. Son sözümüz nettir: Kadınlar direnişin ta kendisidir. Onlar bu baskılara boyun eğmeyecek, hakları için direnecek, biz de onların yanında olacağız. Kadınlar susturulamaz.