İnsanlık alemi günümüzde "korku dili" yerine "sevgi dili" kullanmaya hazır olmanın tatlı telaşı içindedir.

Otoritelerin, üstatların açıklamaları bu dili kullanmanın bize sunduğu keyifli hayatı anlatıyor.

Her bir duygu önce kişinin kendinde etki göstermelidir.  Yine onların ısrarla vurguladıkları birinci adımdır.

Bu iki açıklama birleştirildiğinde kendimizi severek insanlık aleminin sevgi dilini başlatıyoruz.

Yani kendini sevmemek korku dilini işleten biriyim demek oluyor.

O halde bu dil işletiminden hangisini seçiyoruz,  yaşıyoruz birlikte gözden geçirelim.

Küskün, kırgın, kızgın, kavgacı bir tutum içindeysek,  mutluluk, eğlence ve güzelliklerin bizi teğet geçtiğine şahit oluyorsak ne dersiniz kendimizi severek sevgi dilini başlatabilir miyiz?

Samimi olmaya kendi cevaplarımızı açık yürekle vererek başlayalım.

Devamı çorap söküğü gibi gelecektir.

Ahhh canım kendim seni ne kadar sahipsiz, kimsesiz, sevgisiz bırakmışım; artık bundan böyle hep seninleyim, seni duymayı hissetmeyi gereğini yapmayı seçiyorum derken bulacaksınız.

O halde sevgi diline hoş geldiniz sevginizin artıp çoğalarak insanlığı, dünyayı, evreni kuşattığı nice sevgililer günü diliyorum, sevgili okurlarım.

Haftaya görüşmek üzere.