Odaklanarak yapılan bir çalışma hissetme kapasitesini artırıyor ve çeşitlendiriyor.
Bunu yaşamak hocanın kitapta bahsettiği denizi işitenle denize giren arasındaki farktı. İşte şimdi idrak denen kelime benim bedenimde işlemeye başlamıştı. Hocanın bize gösterdiği engin sabrı da anlar oldum.
Evet biz mükemmel bir donanıma sahibiz. Ancak bunu işletme pratiklerinden o kadar bihaberiz ki.
Geçen günler sürecinde hocamın nazarı ile tüm insanlığa baktığımda henüz yeterince işlenmemiş cevher olarak görmeye başladım. Bunu anlattıkça onların bana inanmaz tavırları, bakışları benim ilk günlerimi bana hatırlattı. O kadar haklılar ki. Bir o kadar da mutsuzlar. Tıpkı benim gibi.
İç dünyamda çalkantılarım devam ederken Sevimli sokaktaki merkezimizde hareketlilik tüm hızıyla sürüyor.
Gelen anne oğul ters giden işlerini anlatırken hocam ikimizi onların aile dizilimi açılımları için çağırıyor. İkimizde can atarak hemen çalışmadaki yerimizi alıyoruz.
Kısaca çözülüp anne oğulun yüzlerindeki aydınlanmayı görmek hocamız hariç hepimizi şaşırtıyor. Ayrıca olan bitenle beklenen sonuca ulaşmak arasındaki bağlantıyı kavramakta zorlanıyoruz.
Bilinen, öğretilen kalıpların dışında ışık hızıyla kaç kat derinde atalarının yaşadığı hak ihlali “yanına kar kaldığını düşünerek” bu çocuğun iş hayatındaki talihsizliğe nasılda sebep oluyordu.
Oku olayları oku!!!
Olayların yaşadığımız anla sınırlı kalmadığını bilirdim. Ancak bu yüzleşme zihnimde diğer bir katmanı da geniş içgörü ile görünür kılmıştı.
Haftaya görüşmek üzere iyi günler diliyorum