Değerli Çerkezköylüler ve “Bugün acaba kaç saat trafikte bekleyeceğim?” diye güne başlayan sevgili sürücüler;

Bugün sizlerle Çerkezköy trafiğini masaya yatıracağız.

Gerçi Çerkezköy trafiği öyle bir şey ki, masaya yatırmaya çalışsanız bile sıkışır, bir türlü içinden çıkamazsınız.
Ama olsun, biz yine de deneyeceğiz!

Öncelikle sizce Çerkezköy trafiği bir şehir efsanesi mi?

Bazıları diyor ki;

"Çerkezköy’de trafik yoktur."

"Ne trafiği?

Küçücük bir ilçede trafik mi olurmuş?"

"Olsa olsa sadece ilerlemeyen bir araç topluluğu vardır."

...

Buna katılmamak elde değil!

:)

Çünkü buraya giren araçlar bir noktadan sonra zamansızlık boyutuna geçiyor. Yola çıkmadan önce çevrenize veda edin, çünkü dönüşünüz tahmin ettiğinizden çok daha uzun sürebilir! Ve de sakın hiç kimseye "şu saatte orada olacağım" diye söz vermeyin.

Boşu boşuna yalancı çıkmayın.

Mesela öyle ki, "Beş dakikalık yol" diye çıktığınız bir mesafe, "Neyse, zaten hafta sonu geldi" dedirtecek kadar uzayabiliyor. Bazen trafikte beklerken “Acaba burada bir hayat mı kursam?” diye düşünenler bile olabilir çevrenizde.

Düşünün ki; normalde yolda gidenlere yolcu denirken bu terim Çerkezköy'de maalesef yok gibi.

O kadar sıkışmışlık var ki adeta hiç "yolcu" kalmamış da herkes "hancı" olmuş gibi.

...

Ama aslında büyüklerimize bakarsanız Çerkezköy'de trafik sorununun çözümü çok çok basit.

"Elektrikli bisiklet kullanmak"

...

Ayrıca Çerkezköy'de trafiğe çıkan herkesin bilmesi gereken bazı altın kuralların olduğunu da belirtmek isterim.

Müjde!

İşte Çerkezköy trafiğinde hayatta kalma rehberi:

Kavşaklarda ilk kim göz kırparsa kaybeder.

Çerkezköy’de kavşaklara girdiğinizde bakışlar çok önemlidir. Kesinlikle hiçbir sürücü ile göz göze gelmemelisiniz.

Aksi takdirde göz göze geldiğiniz an "acaba gaza basacak mı? Acaba ben mi gaza bassam" derken bir anda hakimiyetinizi kaybedebilirsiniz.

Ve en önemlisi ise kesinlikle ilk göz kırpan siz olmamalısınız!

Yoksa yol geçiş hakkını hemen o an kaybedebilirsiniz.

Bu yüzden daima dik durun, göz temasından kaçının!

Sinyal vermek opsiyoneldir ama kimse bunu bilmez.

Sinyal vermek aslında güzel bir alışkanlık ama Çerkezköy’de sinyal verince maalesef insanlar şok geçirebiliyor. "Haydaaa, ne yapıyor bu şimdi?" diye şaşıran bile olabilir. O yüzden lütfen ama lütfen dikkatli kullanın!

Trafikte çileden çıkmamak için kesinlikle meditasyon önerebilirim.

Eğer sinirlerinize hâkim olamıyorsanız, kırmızı ışıkta nefes egzersizi yapabilirsiniz.

Hiç acele etmenize gerek yok.

Ne de olsa yeşil yanınca hemen hareket edemeyeceğiniz için bol bol vaktiniz olacak!

Peki, bu trafiğe çözüm bulabilir miyiz? Tabii ki, işin uzmanları yolları genişletelim, sinyalizasyon konusunu geliştirelim, dal-çık yapalım vs. diyor. Ama tüm bunlar yıllardır yapılmadıysa büyüklerimizin bir bildiği vardır diyerek daha yaratıcı çözümler sunuyorum:

Kesinlikle trafikte bekleyenler için karaoke noktaları oluşturulmalı:

Arabada sıkılan sürücüler için trafik ışıklarına mini sahneler koyalım mesela. Bekleyenler mikrofonu alsın, bir şarkı patlatsın.

Bir yandan stres atılırken diğer yandan Çerkezköy’ün yeteneklerini keşfedelim.

Adı da hazır: O SES ÇERKEZKÖY!

Trafik sabır puanı:

Trafikte bekleyen herkesin sabır seviyesi ölçülsün ve en sabırlı sürücülere ödül verilsin.

Mesela "Üç saat boyunca korna çalmayan sürücüye bir hafta bedava otopark hakkı" olabilir mesela.

Ama bunda da otopark lazım olacak.

Neyse bu madde şu an pek uygun değil gibi.

“Biraz daha bekle” uygulaması: Belirli noktalara özellikle trafiğin en yoğun olduğu merkezlere mesela altı yol kavşağına hoparlör vasıtasıyla "sakin ol" "yaklaştın"

“Biraz daha bekle, yakındasın” tarzında olumlu cümleler seslendirilirken aralarda da Türk Sanat Müziği dinletilebilir...  Zaten Çerkezköylüler olarak süre hesaplamayı bırakıp hislerimizle hareket ettiğimiz için bu tarz cümleler psikolojimizi düzeltecektir.

Sonuç olarak, Çerkezköy trafiği bir sorun değil, bir meydan okumadır.

Bunu kabul eden ve sabırla bekleyen herkes, adeta birer trafik filozofu oluyor!

Herkese bol sabır, az sinir ve mümkünse açık yollar diliyorum!

Unutmayın, trafikte hızlı gitmek önemli değil, sağ salim eve dönebilmek önemli!

Ve unutmayın ki buranın trafiğinden daha yoğun trafikle var.

Sağlıcakla kalın

:)